-
1 Cebelitarık boğazı
n. Straits, Straits of Gibraltar -
2 Cebelitarık boğazı
Гибралта́рский проли́в -
3 Cebelitarık
Cebelitarık Gibraltar n;Cebelitarık Boğazı Straße f von Gibraltar -
4 Cebelitarık
-
5 지브롤터 해협
Cebelitarık Boğazı -
6 Gibraltar
Gibraltar <-s> [gi'bralta:ɐ, --'-] ntCebelitarık;die Straße von \Gibraltar Cebelitarık Boğazı -
7 straits
n. cebelitarık boğazı————————n. yokluk, darlık, üzüntü, sıkıntı -
8 straits of gibraltar
n. cebelitarık boğazı -
9 straits
n. cebelitarık boğazı————————n. yokluk, darlık, üzüntü, sıkıntı -
10 straits of gibraltar
n. cebelitarık boğazı -
11 Straße
Straße <-n> ['ʃtra:sə] fauf der \Straße sokakta, yolda;auf offener \Straße sokağın [o yolun] ortasında;auf die \Straße gehen sokağa çıkmak; ( demonstrieren) gösteri yürüyüşü yapmak;über die \Straße gehen sokağı geçmek;jdn auf die \Straße setzen ( fam) birini sokağa atmak;der Mann auf der Straße sokaktaki adam2) ( Meerenge) boğaz;die \Straße von Gibraltar Cebelitarık Boğazı -
12 détroit
-
13 boğaz
boğaz s1) Hals m\boğazım ağrıyor ich habe Halsschmerzen\boğazına bir yumruk tıkanmak [o gelip oturmak] ( fam), einen Kloß im Hals haben\boğazına kadar borç içinde olmak bis zum Hals in Schulden stecken\boğazından kesmek sich abhungernCebelitarık B\boğazı die Straße von Gibraltar\boğazından artırmak vom Munde absparenbizim evde on \boğaz var bei uns zu Hause gibt es zehn (hungrige) Mäuler zu stopfen